Avukat olduğunu belirten bir takipçimizden gelen çok önemli bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyoruz. Sizden gelenler bölümüne gönderilen E-posta ekinde yer alan ifade metninde Bylock hakkında duymadığımız detaylar yer alıyor.

BYLOCK hakkında pek çok şey kamuoyuna yansıdı ve artık herkesin malumu. Bylocktaki temel gerçek şu ki cemaat öncelikle “mahrem yapı”nın güvenli iletişim kanalı olarak uygulamayı üretti, deşifre olunca da tabana yaydı ve mahremi bu kalabalığın içinde gizlemeye çalıştı. Burada ilginç olan cemaatin mahremi korumak için yine kendi tabanını canlı kalkan olarak kullanmasıydı. Kamuoyuna yansıyan güncel bylock kullanıcı sayısı 123bin civarı. Yani 100 bine yakın mahremle ilgisi olmayan cemaat mensubu tuzağa çekilmiş ve kurban edilmiş. Meselenin bir başka ironik yanı da şu ki cemaatin stratejik akıl üreticileri bylock nedeniyle adli işlem gören insanların işsiz kalmalarını/gözaltına alınmalarını/tutuklanmalarını/hastalıklarını ve yaşadıkları diğer pek çok insani trajediyi yine tabanda mağduriyet algısını yerleştirmek ve tabandaki nefreti/öfkeyi yönlendirmek için kullandı, kullanmaya da devam ediyor.
Bununla ilgili bir takipçimizden ulaşan çarpıcı delile göre, cemaat yöneticileri deşifre olan bylock kullanıcı listelerine o dönemde ulaşmışlar ve çeşitli mahrem yapılardan gelen toplu mahrem listelerini tek tek kontrol ederek raporlamışlar. Yani stratejik cemaat aklı isim isim kimlerin bylockçu olduğunu daha 15 Temmuzdan önce zaten biliyordu, ama bu bilgiyi tabana yaymadı, peki neden?
1- Programı tabana yayarken son derece güvenilir olduğu, asla çözülemeyeceği ve mesajların/içeriğin kırılamayacağı reklamını o kadar güçlü yapmışlardı ki böylesine büyük bir hatayı/yenilgiyi açıktan kabul etmek istemediler,
2- Cemaat tabanının paniklemesini önlemek, eleştirileri ve mahrem içerisinden çözülmeleri engellemek istediler,
3- 15 Temmuzda gördüğümüz darbe hazırlığı bu konuda en temel etken diyebiliriz. Cemaat yöneticileri “darbe olacak, iktidar devrilecek ve üzerimizdeki baskı her alanda bertaraf olacak, dolayısıyla bu sıkıntılar geçici” tezine sonuna kadar inanmışlardı. Nitekim apayrı bir analiz konusu olan darbe hazırlıkları, öncelikleri, öngörüleri ve beklentileri konusu da buna göre şekillenmişti.
İşte cemaat mensuplarının ve mahremle alakasız tabanın yaşadığı mağduriyetlerin esas müsebbibi, mahreme “öz” tabana “üvey” evlat muamelesi yapan bu cemaat yöneticileridir.
Mağrur kötülere karşı mağdurların sesi olmaya devam edeceğiz.